KIYAMETİN YIL DÖNÜMÜ
Bugün, 6 Şubat'ın, büyük felaketin üzerinden 1 yıl geçti. Bilindiği ve asla unutulmayacağı üzere; 6 Şubat 2023 saat 04:17'de tarihimizin en büyük felaketini yaşadık, Kahramanmaraş merkezli meydana gelen deprem 11 şehrimizi sarstı. Depremi hisseden tüm şehirlerimiz sayısız kayıplar verip büyük acılar ve korkular yaşadı. Ama aralarında bir tanesi var ki o şehir depremde kıyametini yaşadı, Hatay... Bu yazıyı da Hatay özelinde, tüm depremzede şehirlerimizi unutmadan hazırlıyorum. Bu 1 yılı gözden geçirip değerlendirmek bizler için çok zor. Geçen 1 yılı hangi başlık altında anlatmaya karar vermek bile çok zor. Sarsıntının şiddetini mi? Yaşadığımız korkuyu mu? Enkaz altında geçirilen günleri mi? Enkaz başında tanıdıklarımızdan bir haber alabilmek için geçirdiğimiz çaresiz günleri mi? Kaybettiğimiz yakınlarımızın acısını mı? Artçı sarsıntılarda aynı gecenin akıllara gelişini mi? Şehrimizin 1 yıl içinde günden güne yok oluşunu mu? O günden sonra hiçbir haber alamadığımız kaybolan yakınlarımızı mı? İçecek su bile bulamadığımız günleri mi? Yazın toza, kışın çamura mahkum olduğumuzu mu? Yağmur yağdığında çadırlarımıza - konteynerlarımıza su girmesini mi ? Ve daha pek çok zor şartların başlığı atılabilir bu işkence gibi geçen bir yıl için. Depremi ve deprem sonrasındaki şartları tamamı ile anlatmak zaten imkansız bir deneme olur.
MİLAT GİBİ BİR AFET
Kıyametin üzerinden 1 yıl geçti, evet biz Hatay'lılar 6 Şubat ve onu takip eden günleri kıyamet olarak nitelendiriyoruz. Her caddede kaotik görüntülerle karşılaşıyor, her sokakta enkazlar altından çığlıklar duyuyorduk. "Beni kurtarın, burdayım, yardım edin, imdat, sesimi duyan var mı". Tüm bu tarifi zor yaşantıları ancak kıyamet kelimesi ile nitelendirebiliriz. Bu şehir o gece kıyametini yaşadı. Normal şartlarda iki 6 Şubat arasına baktığımızda 1 yıl yaşlanmış, hayat akışımız devam etmiş, ve bazı gelişmeler yaşamış olacaktık. Ama 6 Şubat'tan sonra bizler hiç normal şeyler yaşamadık. Ailemizi, evimizi, mahallemizi, yakınlarımızı, arkadaşlarımızı ve şehrimizi kaybettik. İki 6 Şubat arasına baktığımızda hayat bizden çok şeyler almış götürmüş. Sevdiklerimizi, neşemizi, rahatımızı almış, yerine acı dolu hatıralar, hüzünler ve kaygılar bırakmış, böyle bir alışverişe kim razı olabilir?... Burada, herkesin depremle ilgili anlatacak o kadar çok acısı, anısı, korkusu, kaygısı var ki... Arkadaş sohbletlerimizde, alışverişlerimizde konu mutlaka depreme geliyor, depremden geçiyor. Herkesin yüzünde benzer ifadeler görürsünüz. Deprem ve sonrasındaki bu 1 yıllık süreci, herkesin yüzüne belirgin bir şekilde hüzün ve durgunluk olarak yerleşmiş görürsünüz. Bu süreç bizi, deprem öncesi ve deprem sonrası şeklinde iki farklı insana dönüştürdü. Burada, verdiğimiz her tarih ya deprem öncesi ya da deprem sonrası olarak belirtiliyor. Deprem sonrasındaki yaşam şartlarımıza baktığımızda bizler için bir milat gibi, bir dönüm noktası gibi olduğunu görüyoruz. Bir daha hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı düşüncesi enkazlardan kalkan tozlardan çok daha fazla yakıyor genzimizi.
6 ŞUBAT'IN YIL DÖNÜMÜ
2024 yılının 6 Şubat'ı büyük acıların yıl dönümü. Bir şehrin yıl dönümü ne demek bilir misiniz ? Dünya üzerinde buna benzer bir acı daha var mıdır ?
O kahredici tarih yaklaştıkça sanki aynı şeyleri yaşayacağız zannına kapılıyoruz. 6 Şubat yaklaştıkça tedirginliğimiz, korkumuz, acımız artıyordu, her sallantıda aynı şeyin korkusunu yaşıyorduk. Sayısız artçı sarsıntı aklımıza hemen 6 Şubat'ı getiriyordu, çünkü o geceyi andıran sayısız artçı sarsıntı yaşadık. Deprem sadece yer altında ve yer üstünde hasara yol açmadı, bizim bilinçaltımızda da ciddi hasarlara yol açtı. Öyle ki bir yıldır yaşadıklarımızı aşamıyoruz, atlatamıyoruz. 6 Şubat yaklaştıkça sosyal medyada "gelme Şubat biz daha ısınamadık", "gelme Şubat biz daha atlatamadık", "gerçekten 1 yıl mı oldu" gibi acı dolu görsel içerikler paylaşıldı. Deprem rüyaları görüyoruz, deprem sanrılarına kapılıyoruz. Deprem oldu sanıp uykumuzdan fırlıyoruz. 6 Şubat'tan sonra rahat uyku uyuduğumuzu hatırlamıyorum, uykuya yatarken bir şekilde bir tedirginlik geliyor. Abartmıyorum sarstıntının şiddetini tahmin etmeye yetecek kadar artçı sarsıntı yaşadık ve yaşıyoruz. Geride bıraktığımız bu 1 yıl bizler için kabus gibiydi, bizler de kaybettiklerimizin yanına gidene kadar unutmayacağımız bir kabus.
MUĞLAK DÜŞÜNCELER
Bugün tam 1 yıl oldu, her konuda zorluklarla dolu 1 yıl. Hasarlı binaların yıkım çalışmaları bitmedi veya bitmek üzere, buradan bile depremin şiddetini ve verdiği hasarı hesap edebilirsiniz. O kadar çok bina hasar aldı ki yıkımı ve enkazlarının kaldırılması tam 1 yıl sürdü ve sürüyor. Yüzde vermek yanlış olur belki ama şehrin orta yerinde sağlam bina kalmamış durumda ve büyük boşluklar oluştu. Boşluklar öyle ürpertici hale geldi, şehri o kadar tanınmaz hale soktu ki bildiğimiz sokaklar ve caddelerde bile ben neredeyim, burası neresiydi gibi muğlak düşüncelere kapılıyoruz. Şehrin içinde dolaşırken burada ne vardı diye kendi içimizden düşünüyoruz. Koca bir şehrin enkaza döndüğünü düşündüğümüzde bizler mental olarak enkazdan çıkmış değiliz. Psikolojik enkazı zihnimizden atamıyoruz. Hiç unutmuyorum depremin beşinci ayında yol kenarında durmuş şehrin bu acı halinin fotoğrafını çekerken altmış yaşlarında bir adam yanımda durup bana, olduğumuz caddenin hangi cadde olduğunu sordu. Biraz düşünün, bu adam altmışlı yaşlarında, altmış yıldır bu şehirde yaşamış ve haliyle şehri iyi bilir. O adam bile yolunu yönünü karıştırmıştı. Bu, yıkımın büyüklüğünün en acı örneklerinden yalnızca bir tanesi. Benzer yanılgıları adres verirken de yaşıyoruz, olduğumuz yeri tarif etmekte güçlük çekiyoruz çünkü her yer ova gibi dümdüz...
ALLAH DÜŞMANIMA BİLE YAŞATMASIN
Bir evlat acısı yaşadığımızda, büyük bir kaza atlattığımızda, büyük bir acı yaşadığımızda "Allah düşmanıma bile yaşatmasın" deriz. Bu deyişle benzer acıyı kimsenin yaşamamasını dilerken bir yandan da yaşadığımız acının büyüklüğünü anlatmak isteriz aslında. Biz Hatay'lılar'da o günden beri aynı dilekleri diğer tüm ülkeler için diliyoruz. Dile kolay 1 yıl geçti, geçen 1 yıl bizden çok şeyler alıp götürdü. Dileriz ki bir daha kimse annesini, babasını, kardeşini, bebeğini, sevgilisini, arkadaşını, beslediği hayvanını ve hepsinden acısı şehrini kaybetmez. Büyük felaketin üzerinden 1 yıl geçerken hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, acılı ailelere baş sağlığı ve tüm depremzede şehirlerimize sabırlar diliyorum.