USTA ŞAİR SEZAİ KARAKOÇ HAYATINI KAYBETTİ
Türk edebiyatının yaşayan efsanelerinden şair, yazar ve düşünce adamı olan Ahmet Sezai Karakoç, 88 yaşında hayatını kaybetti.
1933 yılında Diyarbakır’da dünyaya gelen usta şair 16 Kasım 2021 yılında hayata gözlerini yumdu.
İkinci Yeni edebiyat akımı içerisinde yer alan Sezai Karakoç aynı zamanda Cemal Süreya’nın yakın dostuydu. Cemal Süreya, ona, yarattığı mistik şiir tarzından ötürü "Sezo" diyordu ve onu, Mehmet Akif ve Necip Fazıl karışımı şair olarak tanımlıyordu.
Sezai Karakoç kendisinden sonraki nesillere örnek bir hayat, sağlam bir fikir örgüsü ve büyük bir edebi miras bıraktı geride.
Lise yıllarında felsefeye merak salmış ancak imkanlar dahilinde Siyasal Bilgiler Fakültesine girmiştir. Görev icabı Adadolu’nun
pek çok il ve ilçesini görme fırsatı bulmuştır. Daha sonra Maliye Müfettişliği sınavına girdi ve sınavı kazandı müfettiş yardımcılığı görevine başladı.
Karakoç geleneksel şiire bağlı kalmıştır ancak farklı bir dil kullanmıştır. O, şiirlerini modern şiirin diliyle yazmıştır.
Ve böylelikle sayısız şiire imza atmıştır. Şairimize Allah'tan rahmet sevenlerine sabırlar diliyorum.
Karakoç’un en çok bilinen şiiri Mona Roza ve seçme sözlerini sizlerle paylaşıyorum.
MONA ROSA
Mona Roza Siyah güller, ak güller.
Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak.
Kanadı kırık kuş merhamet ister.
Ah senin yüzünden kana batacak.
Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.
Ulur aya karşı kirli çakallar,
Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa.
Mona Roza bugün bende bir hal var.
Yağmur iri iri düşer toprağa,
Ulur aya karşı kirli çakallar.
Açma pencereni perdeleri çek,
Mona Roza seni görmemeliyim.
Bir bakışın ölmem için yetecek.
Anla Mona Roza ben bir deliyim.
Açma pencereni perdeleri çek.
Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi,
Bende çıkar güneş aydınlığına.
Bir nişan yüzüğü bir kapı sesi.
Seni hatırlatır her zaman bana.
Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi.
Zambaklar en ıssız yerlerde açar
Ve vardır her vahşi çiçekte gurur.
Bir mumun ardında bekleyen rüzgar,
Işıksız ruhumu sallar da durur.
Zambaklar en ıssız yerlerde açar.
Ellerin, ellerin ve parmakların
Bir nar çiçeğini eziyor gibi.
Ellerinden belli olur bir kadın,
Denizin dibinde geziyor gibi.
Ellerin, ellerin ve parmakların.
Zaman ne de çabuk geçiyor Mona.
Saat on ikidir söndü lambalar
Uyu da turnalar girsin rüyana,
Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar.
Zaman ne de çabuk geçiyor Mona.
Akşamları gelir incir kuşları,
Konarlar bahçemin incirlerine.
Kiminin rengi ak kiminin sarı.
Ah beni vursalar bir kuş yerine.
Akşamları gelir incir kuşları.
Ki ben Mona Roza bulurum seni
İncir kuşlarının bakışlarında.
Hayatla doldurur bu boş yelkeni.
O masum bakışların su kenarında.
Ki ben Mona Roza bulurum seni.
Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza.
Henüz dinlemedin benden türküler.
Benim aşkım uymaz öyle her saza.
En güzel şarkıyı bir kurşun söyler.
Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza.
Artık inan bana muhacir kızı,
Dinle ve kabul et itirafımı.
Bir soğuk, bir mavi, bir garip sızı
Alev alev sardı her tarafımı.
Artık inan bana muhacir kızı.
Yağmurdan sonra büyürmüş başak,
Meyvalar sabırla olgunlaşırmış.
Bir gün gözlerimin ta içine bak
Anlarsın ölüler niçin yaşarmış.
Yağmurdan sonra büyürmüş başak.
Altın bilezikler o kokulu ten
Cevap versin bu kuş tüyüne.
Bir tüy ki can verir gülümsesen,
Bir tüy ki kapalı geceye güne.
Altın bilezikler o kokulu ten.
Mona Roza. Siyah güller, ak güller.
Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak.
Kanadı kırık kuş merhamet ister,
Ah senin yüzünden kana batacak.
Mona Roza. Siyah güller, ak güller.
- Geceye yenilmeyen her insana ödül olarak bir sabah, bir gündüz ve bir güneş vardır.
- İnançlıyım, barış ve düzen yanlısıyım. Savaşım bunlar içindir.
- Çiçek solarken kendi sapına eğilir. Bilirsin, yalnızlık budur.
- Bütün şiirlerde söylediğim sensin. Boşunaydı saklamaya çalışmam öylesine aşikarsın bellisin.
- Baharı yaz uğruna tükettik ve papatyaları seviyor sevmiyor uğruna derken ömrü tükettik bir hiç uğruna.
- Çağımızın üzerine çöken kabus, materyalizm kabusudur.
- Herkes gibi olmak, olmayacak bir şey. Herkes gibi olmak, olmamak gibi bir şey.
- Ben insanın ruh, ruhun da bir tapınak olduğuna inanıyorum.
- Ve son sözü hep alın yazısı söyler.