HATAY'DA ASBEST VE ÇEVRE SORUNLARI
Çevre Mühendisleri Odası, Hatay'da alınan her 8 numuneden 4’ünde asbest tespit edildiğini açıkladı.
6 Şubat Kahramanmaraş ve 20 Şubat Hatay depremlerinin ardından Hatay'da yıkılan binaların enkaz kaldırma çalışmaları geçtiğimiz günlerde bitmişti. Hemen ardından acil yıkım kararı çıkan ve ağır hasarlı olarak tespit edilen binaların yıkım çalışmaları başladı. Depremin en çok vurduğu Hatay'ın merkez ilçesi Antakya'da depremden sonra ön görülen asbest ve çevre sorunları baş göstermeye başladı. Çürüyen insan bedenleri, kurallara uygun yapılmayan enkaz kaldırma çalışmaları sırasında oluşan çevre kirliliği, buzdolaplarında kışlık erzakların bozulması gibi bir çok sebepten dolayı haşereler türedi.
Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi'nin Hatay'da yaptıkları incelemeler sonucunda hazırladıkları raporda : alınan her 8 numunenin 4 adedinde asbest tespit edildiği yazıyor. Enkaz döküm noktaları yerleşim alanlarına çok yakın, halk sağlığına birebir tehdit. Dere yatakları, orman arazileri, zeytinlikler, tarım arazileri ve su kaynaklarına çok yakın bölgelere moloz dökülmesinin çeşitli hastalıklara kapı açacağından korkuluyor.
Büyük depremler sonrası yıkılan yapılar, özellikle asbest içeren malzemelerin kullanıldığı daha eski yapılar, asbest liflerinin havaya karışmasına neden olur. Asbest riskini en aza indirmek için önlemler alınmalıdır. Enkazın uygun şekilde yönetilmesi, asbestin çevreye yayılmasını önlemeye yardımcı olabilir. Asbest liflerinin solunması mezotelyoma, asbestozis ve akciğer kanseri dahil olmak üzere çeşitli tehlikeli akciğer rahatsızlıklarına yol açabilir. Asbest son derece kanserojen bir maddedir. Solunum yoluyla vücuda girdiğinde başta kanser olmak üzere çeşitli hastalıklara yol açar. Uzmanlar asbestin insan cildine de zararlı olabileceğini savunuyor.
Hatay’da yerleşim alanlarında oluşan yıkım ve kurallara uygun yapılmayan enkaz kaldırma çalışmaları haşerelerin üremesine sebep oldu.
Merkezde ve köylerde özellikle bazı bölgelerde aşırı sinek ve çeşitli hareşeler görülmeye başlandı. Gelişi güzel olarak yol kenarlarına dökülen enkaz ve benzeri atıklar depremde oluşan çevre kirliliğini daha da arttırdı. Bu gelişi güzel dökümler haşereler için üreme alanları oluşturuyor. Hatay'da havaların ısınmasıyla birlikte haşere üreme alanı sayısının 120 binlerden 1 milyona yaklaştığı belirtiliyor, bu dönemde haşere ve vektör ile mücadele son derece önemli.
Antakya'da çadırlarda ve kırsal kesimlerde yaşayanlar sineklerden tedirginlik duyuyor. Gerek halk sağlığı gerekse çevre için oldukça endişe verici bir durum. Geçimini hayvancılıkla ve meyve sebze başta olmak üzere çiftçilikle sağlayanlar, bu haşerelerin ürünlerine zarar vereceğinden çekiniyor. Bazı sineklerin ısırdıkları yer şişiyor ve kızarıyor. Bazı küçük haşereler ise sürü şeklinde bahçelerde cirit atıyor. Popülasyonu artan haşereler insan sağlığı için her şekilde bir tehdit. Söz konusu sinekler ve haşerelerin her gün tükettiğimiz meyve ve sebzelere larvalarını bıraktığını düşünürsek tehditin ciddiyetini daha iyi anlayabiliriz.