COP22 ANTALYA’DA BAŞLADI "2053 MAVİ PLANI"
Barselona Sözleşmesi yani Akdeniz’in Kirliliğe Karşı Korunması Sözleşmesi 1976 yılında İspanya'da kabul edilmiş ve
1978 yılında yürürlüğe girmişti. Her iki yılda bir düzenlenen toplantıya bu kez Türkiye ev sahipliği yapıyor.
COP22 Konferansı 20 ülkeden 400’e yakın katılımcıyla gerçekleştirilirken toplantılarda Akdeniz’deki kirlilik, biyoçeşitlilik kaybı, yabancı türlerin varlığı ve iklim değişikliği konuları ele alınacak.
Türkiye’nin ev sahipliğinde Antalya’da yapılan COP22’nin açılış konuşmasını yapan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı
Murat Kurum, Barselona Sözleşmesi Sekreteryası Büro Başkanlığı görevini İtalya Çevre Bakanı Carlo Zaghi’den devraldı.
Görevi devralan Bakan Murat Kurum, Carlo Zaghi’ye ve İtalyan Hükümetine, Akdeniz’in korunması için sundukları katkılardan
dolayı teşekkür ederek, Türkiye’nin bayrağı İtalya’dan devraldıktan sonra 2 yıllık süreçte Akdeniz için çalışmaları kararlı bir şekilde yürüteceklerini vurguladı.
Bakan Kurum 22. Taraflar Konferansına şu sözlerle başladı : Önümüzdeki 2 yıllık süreçte Türkiye olarak, İtalya'nın bıraktığı yerden bayrağı devralarak hepimizin ortak değeri olan Akdeniz için çalışmalarımızı kararlı bir şekilde sürdüreceğiz.
"Akdeniz’e bakınca ufkunuz genişler, varlığınız enginleşir. Akdenizlilerin iyi bildiği, çok anlamlı bir söz vardır. ‘Keşke, dili olsa da konuşsa’ deriz. İşte biz de bu sözün içerdiği manadan hareketle diyoruz ki keşke Akdeniz’in bir dili olsa da bizlerle konuşabilse...
Bu salondaki herkes, hemen şuracıkta, 150 metre ileriden bizi seyreden Akdeniz’in neler söyleyeceğini mutlaka tahmin etmektedir. Bizce, Akdeniz dile gelse hemen; insanı insana, bizi bize şikayet edecektir. Sonra biyolojik istilalar, zararlı balıkçılık faaliyetleri,
kıyı kirliliği ve ekolojik kalitesizlikten söz açacaktır."
"Akdeniz bize; atık su arıtımından katı atık depolamaya, sanayi atıklarından çarpık kentleşmeye, kıyı yapılaşmasından turizmde
yaşanan kontrolsüzlüğe kadar, pek çok konuda koca koca sorular soracaktır. Üstelik biz daha, biyolojik istilalara, egzotik türlerin ekosistem üzerinde oluşturduğu baskılara, zararlı alglerden zararlı yosunlara kadar onlarca yeni soruna yeterli cevabı
verememişken."
“Gelecek çok uzak değil, gelecek şu andır” denmesi gerektiğini belirten Bakan Kurum, “Daha iyi bir çevre, daha iyi bir doğa, daha iyi bir Akdeniz için adımlarımızı kararlılıkla atmalıyız. Biz ülke olarak, ülkemizin kara suları ve kıyılarına dair uzun vadeli koruma eylem planı çalışmalarımızı içeren ‘2053 Mavi Planı’mıza odaklanmış durumdayız. Ben perşembe günkü Bakanlar Oturumunda da bu konudan detaylı bir şekilde bahsedeceğim. Bizce her ülkenin bir mavi planı olmalı ve bunu paylaşmalı” diye konuştu.
Uygarlıklar doğuran, insanlığın şefkatli annesi; şairlerin, ediplerin, seyyahların sevdası olan Akdeniz’e katkı sunan herkese teşekkür ettiğini ifade eden Murat Kurum, konuşmasını şu şekilde tamamladı: “Sizleri, ‘Uçan bir martı gibi, yüzen bir yunus gibi, yükselen bir denizci şarkısı gibi, Akdeniz’de öyle bir özgürlük ve aşk vardı ki karaya dönmek yüreğimi burkuyordu’ diyen Akdeniz aşığı
ünlü Türk hikâyecisi Halikarnas Balıkçısı’nın sözleriyle bir kez daha saygıyla selamlıyor, COP 22’de yapacağımız toplantıların ülkelerimiz, Akdeniz’imiz ve ortak evimiz dünyamız için kalıcı faydalar sağlamasını temenni ediyorum.”
Birleşmiş Milletler Çevre Programı’nın (UNEP) 50. Yıl Gençlik Bildirgesi'ne göre Akdeniz’e kıyıdaş ülkelerin gençleri, COP22 Konferansı’nın üçüncü gününde yapılacak Bakanlar Oturumunda fikirlerini paylaşacaklar. Akdeniz'e kıyıdaş ülke gençleri karar alma süreçlerinde söz sahibi olacaklar
Türkiye Akdeniz’in korunmasına yönelik 4 günlük toplantılarda 38 özel etkinliğe de ev sahipliği yapacak.
HÜRAYDIN GAZETESİ