deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler betpark twitter giriş süperbetin twitter giriş betebet bets10 Matadorbet vdcasino tipobet giriş onwin giriş Deneme Bonusu Siteleri girisonwin.org giris grandpashabet grandpashabet giris 2023

NCDT
İşeri
Saygın YAPI
Veysel Özyurt
Köşe Yazarı
Veysel Özyurt
 

6 ŞUBAT ANMA GECESİ

6 ŞUBAT ANMA GECESİ  6 Şubat kıyametinin birinci yıl dönümünde Hatay ve diğer depremzede şehirlerimizde anma etkinlikleri yapıldı. Televizyon programlarında, sosyal medyada, spor müsabakalarında ve birçok mecrada 6 Şubat'ta hayatını kaybedenler anıldı. Hatay'da başta Antakya ilçesi olmak üzere diğer ilçelerinde de kaybettiğimiz canlarımızı sessiz yürüyüşlerimizle ve dualarımızla andık. Antakya halkı daha akşamın ilk saatlerinden itibaren alanda toplanmaya başlamıştı bile. Saatler ilerledikçe etkinliğe katılım arttıkça arttı, tam deprem saatinde ise alan tamamen doldu ve kalabalık yan yollara taştı. Depremden sonra Hatay'da depremde en çok hasarı alan özellikle Antakya, Defne ve Samandağ'da toplu taşımada ciddi anlamda eksiklikler hissediliyordu, Hatay halkı ulaşım sıkıntısına rağmen kaybettiklerini anmak için bir araya geldi. Antakya Vali Ürgen Meydanı'nda başlayıp Atatürk Caddesi boyunca süren sessiz yürüyüş köprü başı olarak da bilinen Atatürk anıtı önünde son buldu. Sessiz yürüyüşümüzü tamamlayıp Atatürk anıtı önünde toplandığımızda o saatin o dakikanın gelmesini yine sessizce bekledik. Kaybettiklerimizi dualarımızla yâd ederken her an o geceki çaresizliğimizi hissettik. Aradan 1 yıl geçti ama yaşanan hemen her şey hala tazeliğini koruyor ve yaşadığımız acılar hala canımızı yakıyor.   Etkinlik; Vali Ürgen toplanma alanından Atatürk Caddesi üzerinden Atatürk anıtına kadar sessiz yürüyüş ile başladı. Ve akabinde kaybettiğimiz canlarımız adına saygı duruşundu bulunduk, ve hep bir ağızdan İstiklal Marşı'mızı okuduk. Ardından dini liderlerin dua okuması başladı. Kaybettiğimiz canlarımızın anısına Asi Nehri'ne karanfil atılması ile devam eden etkinlik en son mezarlık ziyareti ile tamamlandı. Anma etkinliklerinin başlayacağı saatlerde şehri tamamen bir sis tabakası kapladı, özellikle bazı bölgelerde görüş mesafesi epeyce düştü. Ailelerini, sevdiklerini, yakınlarını ve şehrini anmak için 04:17'de toplanan hiç kimse yoğun sise ve nerdeyse yağmur gibi yağan çiğe aldırmadı. Biz o soğuğu bir yıl önce de yaşamıştık zaten. O gece yağan şiddetli yağmurda tüm şehir ıslandı, üşüdü. Boğazımızı düğüm düğüm eden şöyle bir duvar yazısı hatırlıyorum, "Üşüdüler, korktular, ağladılar ve öldüler"...   Etkinlik boyunca acı dolu "SESİMİ DUYAN VAR MI?" sorusu haykırış şeklinde savruldu dillerden, sise karıştı. Saat tam 04:17'de ise bu soruyu hep bir ağızdan dakikalar boyunca tekrarladık. Bu anlarda sesler arasına ağlayanların, çığlık atanların sesleri de karıştı. Herkes kendi ailesini, sevdiklerini düşünüp ağladı, çığlıklar attı. Herkes kendi acısına ağladı ama ortak bir ağıdımız vardı benzersiz şehrimiz için yürek dağlayan bir ağıt. Anma etkinlikleri süresi boyunca hepimiz o geceyi yani 1 yıl öncesini tekrar tekrar yaşadık. 6 Şubat sabahı depremin şoku ve korkusu ile acımızı tam olarak yaşayabilmiş değildik, 1 yıl sonra anma etkinliklerinde hepimiz hüznümüzü yaşadık, gözlerimiz doldu, yanımızdakilere sarılıp ağladık.   Hatay için "medeniyetler şehri" olarak bahsederiz hep. Hatay topraklarında asırlar boyunca farklı dinlerin, farklı kültür ve mezheplerin bir arada hoşgörü ile yaşadığını biliyoruz. Aynı caddenin bir köşesinde Hıristiyanlığın ilk yıllarında kilise olan Habib-i Neccar Camii, Katolik Kilisesi ve Yahudi Sinagogu bulunmakta ve günün bazı saatlerinde ezan, çan ve hazzan  sesleri birbirine karışır. Bunun en son örneğine ise 6 Şubat'ın yıl dönümündeki anma etkinliklerinde şahit olduk. Musevi, Hrıstiyan, ve Müslüman liderler hayatını kaybedenler adına kendi inançlarını yansıtan dualar okudu. Depremin yıl dönümünde toplandığımızda, dini inancımız, ibadetlerimiz, yaşayış tarzlarımız farklıydı ama acımız Hatay üzerinde birleşiyordu. Hatay'ın en sevilen özelliklerinden bir tanesi de bu, farklı inançları hoşgörü içinde bir arada tutuması.   İyileştirici etkisi olduğuna inanılan ve Hatay'da özel günlerde yapılan buhur yakma ritüeli 6 Şubat yıl dönümünde de gerçekleştirildi. Anma gecesinde yakılan buhurlardan ve artık Hatay ile özdeşleşen Nergis çiçeğinin yaydığı koku harmanlanıp hoş bir rayiha oluşturuyordu. Buhurdan ve nergisten yayılan koku kıvrılarak adeta birbirine sarılarak hava birleşiyordu. Tıpkı dualarımız ve hıçkırıklarımız gibi... 6 Şubat ve geçmişteki depremlerde hayatını kaybedenlere rahmet kalanlarına sabırlar dilerken, benzer bir depremi, benzer acıları hiçbir kimsenin yaşamamasını diliyorum.    
Ekleme Tarihi: 08 Şubat 2024 - Perşembe

6 ŞUBAT ANMA GECESİ

6 ŞUBAT ANMA GECESİ 

6 Şubat kıyametinin birinci yıl dönümünde Hatay ve diğer depremzede şehirlerimizde anma etkinlikleri yapıldı. Televizyon programlarında, sosyal medyada, spor müsabakalarında ve birçok mecrada 6 Şubat'ta hayatını kaybedenler anıldı.

Hatay'da başta Antakya ilçesi olmak üzere diğer ilçelerinde de kaybettiğimiz canlarımızı sessiz yürüyüşlerimizle ve dualarımızla andık. Antakya halkı daha akşamın ilk saatlerinden itibaren alanda toplanmaya başlamıştı bile. Saatler ilerledikçe etkinliğe katılım arttıkça arttı, tam deprem saatinde ise alan tamamen doldu ve kalabalık yan yollara taştı. Depremden sonra Hatay'da depremde en çok hasarı alan özellikle Antakya, Defne ve Samandağ'da toplu taşımada ciddi anlamda eksiklikler hissediliyordu, Hatay halkı ulaşım sıkıntısına rağmen kaybettiklerini anmak için bir araya geldi. Antakya Vali Ürgen Meydanı'nda başlayıp Atatürk Caddesi boyunca süren sessiz yürüyüş köprü başı olarak da bilinen Atatürk anıtı önünde son buldu. Sessiz yürüyüşümüzü tamamlayıp Atatürk anıtı önünde toplandığımızda o saatin o dakikanın gelmesini yine sessizce bekledik. Kaybettiklerimizi dualarımızla yâd ederken her an o geceki çaresizliğimizi hissettik. Aradan 1 yıl geçti ama yaşanan hemen her şey hala tazeliğini koruyor ve yaşadığımız acılar hala canımızı yakıyor.

 

Etkinlik; Vali Ürgen toplanma alanından Atatürk Caddesi üzerinden Atatürk anıtına kadar sessiz yürüyüş ile başladı. Ve akabinde kaybettiğimiz canlarımız adına saygı duruşundu bulunduk, ve hep bir ağızdan İstiklal Marşı'mızı okuduk. Ardından dini liderlerin dua okuması başladı. Kaybettiğimiz canlarımızın anısına Asi Nehri'ne karanfil atılması ile devam eden etkinlik en son mezarlık ziyareti ile tamamlandı. Anma etkinliklerinin başlayacağı saatlerde şehri tamamen bir sis tabakası kapladı, özellikle bazı bölgelerde görüş mesafesi epeyce düştü. Ailelerini, sevdiklerini, yakınlarını ve şehrini anmak için 04:17'de toplanan hiç kimse yoğun sise ve nerdeyse yağmur gibi yağan çiğe aldırmadı. Biz o soğuğu bir yıl önce de yaşamıştık zaten. O gece yağan şiddetli yağmurda tüm şehir ıslandı, üşüdü. Boğazımızı düğüm düğüm eden şöyle bir duvar yazısı hatırlıyorum, "Üşüdüler, korktular, ağladılar ve öldüler"...

 

Etkinlik boyunca acı dolu "SESİMİ DUYAN VAR MI?" sorusu haykırış şeklinde savruldu dillerden, sise karıştı. Saat tam 04:17'de ise bu soruyu hep bir ağızdan dakikalar boyunca tekrarladık. Bu anlarda sesler arasına ağlayanların, çığlık atanların sesleri de karıştı. Herkes kendi ailesini, sevdiklerini düşünüp ağladı, çığlıklar attı. Herkes kendi acısına ağladı ama ortak bir ağıdımız vardı benzersiz şehrimiz için yürek dağlayan bir ağıt. Anma etkinlikleri süresi boyunca hepimiz o geceyi yani 1 yıl öncesini tekrar tekrar yaşadık. 6 Şubat sabahı depremin şoku ve korkusu ile acımızı tam olarak yaşayabilmiş değildik, 1 yıl sonra anma etkinliklerinde hepimiz hüznümüzü yaşadık, gözlerimiz doldu, yanımızdakilere sarılıp ağladık.

 

Hatay için "medeniyetler şehri" olarak bahsederiz hep. Hatay topraklarında asırlar boyunca farklı dinlerin, farklı kültür ve mezheplerin bir arada hoşgörü ile yaşadığını biliyoruz. Aynı caddenin bir köşesinde Hıristiyanlığın ilk yıllarında kilise olan Habib-i Neccar Camii, Katolik Kilisesi ve Yahudi Sinagogu bulunmakta ve günün bazı saatlerinde ezan, çan ve hazzan  sesleri birbirine karışır. Bunun en son örneğine ise 6 Şubat'ın yıl dönümündeki anma etkinliklerinde şahit olduk. Musevi, Hrıstiyan, ve Müslüman liderler hayatını kaybedenler adına kendi inançlarını yansıtan dualar okudu. Depremin yıl dönümünde toplandığımızda, dini inancımız, ibadetlerimiz, yaşayış tarzlarımız farklıydı ama acımız Hatay üzerinde birleşiyordu. Hatay'ın en sevilen özelliklerinden bir tanesi de bu, farklı inançları hoşgörü içinde bir arada tutuması.

 

İyileştirici etkisi olduğuna inanılan ve Hatay'da özel günlerde yapılan buhur yakma ritüeli 6 Şubat yıl dönümünde de gerçekleştirildi. Anma gecesinde yakılan buhurlardan ve artık Hatay ile özdeşleşen Nergis çiçeğinin yaydığı koku harmanlanıp hoş bir rayiha oluşturuyordu. Buhurdan ve nergisten yayılan koku kıvrılarak adeta birbirine sarılarak hava birleşiyordu. Tıpkı dualarımız ve hıçkırıklarımız gibi... 6 Şubat ve geçmişteki depremlerde hayatını kaybedenlere rahmet kalanlarına sabırlar dilerken, benzer bir depremi, benzer acıları hiçbir kimsenin yaşamamasını diliyorum.

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve huraydingazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.