Ben sana kavuşabilmek için yıllarca kafa tuttum cihana.
‘Cumhuriyetimizin 100 yıldönümü için yazılmıştır’
Kırmızı atım, siyah kısrağım.
Tüm kanlarım helal sana.
Ben sana kavuşabilmek için
Yıllarca kafa tuttum cihana.
Tarihlere şanla, şerefle
Adını yazdıran milletim,
Yıllarca yas tuttu halkım.
Milletim sana kavuşabilmek için kaybetti
Evini, ailesini, bağını mülkünü.
Senin uğrunda ölü diri, çoluk çocuk
Koskoca 35 milyonluk ülke ayaklandı.
Senin uğruna kendilerini feda etti yetimler.
Senin için yandı, yıkıldı.
Afyon’lar, Nazilli’ler, İzmir’ler.
Senin kurtulabilmen için
Ordular peşinde,
Yalınayak koşarak giden benim.
Ateş kusan toplar arasında
Ölüm saçan tüfekler önünde
Seller gibi akan kanlar içinde,
İzini adım adım takip eden benim.
Rüzgar ol artık göğsüme dol ısıt beni.
Bülbül ol, bahçelerimde öt artık sevindir beni.
Milletim hiç sormazdı kendine,
Faydalı ne, zararlı ne.
Koşar dururdu aziz milletim,
Padişahların emrine.
İşte bunun için geri kalmıştı.
Uzun yıllardan beri.
Avrupa’lılar, hiç durmadan,
Dev adımlarla giderken ileri.
Düştü ulu önderimiz önümüze,
Arkasını çevirdi geçen günlere.
Tam 100 yıl önce,
Şanlı milletini bin bir güçlükle,
Kavuşturdu bugünlere.
Artık emredecek padişah yok başımızda.
Düşman yok önümüzde.
Aziz milletin hür ve azimli sesi var.
Yükselen semalarda.
Ve ulu önderin ilkeleri ışığında,
Gittikçe daha ileriye.
Yakın bir gelecekte,
Tüm Dünyayı geçeceğiz
Bu Cumhuriyet devrinde.
Yenilikler dizi dizi,
Artık tüm Dünya
Haşmetiyle seyreder bizi.