DÜNYA ÇEVRE GÜNÜ ve ÇEVRE KORUMA HAFTASI BASIN AÇIKLAMASI BİLİMSEL AKILLADİYORUZ AMA KORUYABİLİYORMUYUZ?
DÜNYA ÇEVRE GÜNÜ ve ÇEVRE KORUMA HAFTASI BASIN AÇIKLAMASI BİLİMSEL AKILLADİYORUZ AMA KORUYABİLİYORMUYUZ?
Önümüzdeki yıllarda sürdürülebilir yaşamın temel taşlarından birisi tüm canlılar için beslenebilmek olacaktır. Mevcut tarım alanları mutlaka koruma altına alınmalıdır.
DÜNYA ÇEVRE GÜNÜ ve ÇEVRE KORUMA HAFTASI BASIN AÇIKLAMASI
BİLİMSEL AKILLADİYORUZ
AMA KORUYABİLİYORMUYUZ?
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Aydın İl Temsilcisi Jeoloji Mühendisi Hasan Kuru 5 Mayıs Çevre günü nedeni ile bir basın açıklaması yaparak, çevre bilincinin, sürdürülebilir yaşamın olmazsa olmazlarının altını çizdi.
Kuru yaptığı açıklamada; "Çevremiz, başta Doğamız olmak üzere, yaşamı ve yaşamın sürdürülebilirliğini temsil etmektedir. Çevre Birlikte yaşadığımız canlı, cansız tüm varlıklarla, ekonomik faaliyetlerin bilimsel ve sürdürülebilir bileşkesi olmalıdır.Aksini düşünmek dünya üzerindeki yaşamın ve dünyamızın yok oluşu demektir.
Ülke olarak Çevre ve Doğa’ ya bakış açısı ve çeşitli sosyal- ekonomik faaliyetlerin kısa ve uzun vadede etkileri konusunda yeterli yasal alt yapı ve toplumsal bilince sahip olamadığımız görülmektedir. Bu konuda yaşamımızın gereği olan ve sürdürülebilirliğimizi sağlayacak olan çevre politikaları düzenlenmeli veya ihtiyaca göre değiştirilmelidir.
Her şeyden önce Verimli tarım arazilerimizin yapılaşmaya açılmaması,çeşitli sebeplerle kaybedilen tarımsal arazilerimizin tekrar dönüştürülebilmesi mümkünse, dönüştürülerek tarıma kazandırılması gerekmektedir. Önümüzdeki yıllarda sürdürülebilir yaşamın temel taşlarından birisi tüm canlılar için beslenebilmek olacaktır. Mevcut tarım alanları mutlaka koruma altına alınmalıdır.
Günümüzde hayatımızın devam edebilmesi için gerekli olan madencilik faaliyetlerinin devamı esnasında,bitki örtüsü ve çeşitliliği, su kayakları, tarihsel doku, jeolojik miras ve coğrafi etmenler yani tüm doğa korunmalıdır. Bu konuda karşılaşılan aksaklıklar ve yoksunluklar hat safhadadır ve aksaklıkları giderecek yasal önlemler bir an önce alınarak uygulamaya konulmalıdır.
Hayatımızı kolaylaştıracak Her türlü sanayi ve enerji yatırımları yapılmalı, yapılırken yaşamsal gerekliliklerimize ve coğrafi koşullarımıza uygun,sürdürülebilir etkilerin kontrolünün sağlanması yani etki değerlendirmenin vasıflı ve liyakat esaslarına göre yapılmasının sağlanması gereklidir.
Özellikle enerji yatırımları yenilenebilir enerji olmalı, doğaya ve çevreye karşı etkileri kontrol altında olmalı, bu konudaki yasal boşluklar doldurulmalıdır.
Çevreye verdiğimiz en büyük zararlardan biriside atıkların bertaraf edilmesinde, bertaraf edilemeyen atıkların depolanmasında yaşamaktayız.Eksik ve/ veya yeterli olmayan atık bertaraf tesislerinde maliyetlerin yüksek olmasıyla, yapılması gereken birçok uygulama yapılmamaktadır. Yasal müeyyidelerin caydırıcı olmaması sebebiyle, bu konuda keyfiyet hakim durumdadır. Doğaya ve canlı sağlığına zarar veren birçok atık gelişigüzel depolanmakta, dünyanın bir çok yöresinden yurdumuza tehlikeli atık gönderilmektedir.
Cennet denilebilecek kadar güzel bir doğaya sahip olduğumuz ülkemizde Turizm bölgelerinde sahillere yapılan yüksek katlı turizm tesislerinin yarattığı çevre ve görüntü kirliliğiönlenememektedir. Bu tesisler yapılmaması gereken yerlere yapılmakta, pislikleri ve atıkları uygun şekilde bertaraf edilmemektedir. Bu konudaki müeyyideler caydırıcılıktan uzak kalmaktadır.
Su kaynaklarının yanlış kullanımı ve yanlış uygulamalar sebebiyle hızlı ve aşırı kirlenmesi çevreye verdiğimiz en büyük kötülüklerden bir tanesidir. Bu konuda daha ayrıntılı açıklamalar bilahare yapılacaktır.
Bilimsellikten uzak ve konusunda uzman olmayan çevreci yaklaşımlar, çevremize ve doğamıza faydadan çok zarar getirmektedir. Amaçları aynı olan birçok dernek olabildiğince çok birleşerek güç birliği yapmalıdır diye düşünmekteyiz.
Bu başlıklar önemli bulduğumuz eksikliklerden bazıları olup, örnekler çoğaltılabilir.
Bu nedenlerle kentleşme, turizm, ekonomi ve sosyal alt yapı planlamaları yapılırken çevre ve insan odaklı, kapsayıcı ve zamana bağlı sürdürülebilir etki değerlendirmelerinin yasal güvence altına alınması ülkemiz ve gelecek nesillerimiz açısından hayati öneme sahiptir.
Bilim ve akıl her türlü gelişim ve faaliyeti çevre ve doğaya zarar vermeden sürdürebilme yetisi vermektedir. Yeter ki bilim ve akıl yaşamın her alanın da üstün gelsin.Unutulmamalıdır ki çevre ve doğa yaşam kaynağımızdır. Çevre ve doğayı koruyalım ki yaşamı korumuş olalım." ifadelerini kullandı
Saygılarımla
TMMOB JEOLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI
AYDIN İL TEMSİLCİSİ
HASAN KURU
HÜR AYDIN HABER
Aydın HABERİ
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.