deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler betpark twitter giriş süperbetin twitter giriş betebet bets10 Matadorbet vdcasino tipobet giriş onwin giriş Deneme Bonusu Siteleri girisonwin.org giris grandpashabet grandpashabet giris 2023

NCDT
İşeri
Saygın YAPI

CHP’Lİ BÜLBÜL’DEN ASGARİ ÜCRET TEPKİSİ: “İŞÇİ ÇOCUKLARI NASIL ÜNİVERSİTE OKUYABİLECEKLER”

Gündem (Web Sitesi) - Web Sitesi | 27.12.2024 - 17:24, Güncelleme: 27.12.2024 - 17:24 857 kez okundu.
 

CHP’Lİ BÜLBÜL’DEN ASGARİ ÜCRET TEPKİSİ: “İŞÇİ ÇOCUKLARI NASIL ÜNİVERSİTE OKUYABİLECEKLER”

TÜİK verilerine göre yüzde 48'e yaklaşan bir enflasyon oranı varken yine yüzde 30'larda bir asgari ücret oranı ortaya konmuştur. Asgari ücret oranı 22.104 TL, açıkça TÜRK-İŞ, HAK-İŞ ve DİSK'in açıklamış olduğu açlık sınırının altında bir orandır.
CHP’Lİ BÜLBÜL’DEN ASGARİ ÜCRET TEPKİSİ: “İŞÇİ ÇOCUKLARI NASIL ÜNİVERSİTE OKUYABİLECEKLER” CHP Aydın Milletvekili ve TBMM Adalet Komisyonu CHP Grup Sözcüsü Süleyman Bülbül, TBMM Adalet Komisyonu’nda görüşülen Türkiye Adalet Akademisi Kanunu Teklifi’nde konuştu. CHP’li Bülbül, “Adalet sadece adliyelerde verilen kararlarla sağlamıyor. Vergide adalet, gelir dağılımında adalet, eğitimde adalet, sağlıkta adaletin sağlanmasıve bu adaletin yaygınlaştırılması gerekiyor” dedi. CHP’li Bülbül, “Hangi işçinin çocukları, hangi emekçinin çocukları, hangi asgari ücret alanların çocukları gidip de üniversitelerde okuyabilecekler? Evini geçindiremeyen insanlar nasıl çocuklarının eğitimine para ayıracaklar?” diye sordu.  “Asgari ücret açlık sınırının altındadır” CHP’li Bülbül, 22 bin 104 TL olarak belirlenen asgari ücrete tepki göstererek şunları söyledi: “Türkiye'de adalet, sadece adliyelerde verilen kararlarla sağlamıyor. Adalet, vergide adalet, gelir dağılımında adalet, eğitimde adalet, sağlıkta adalet ve bu adaletin yaygınlaştırılması gerekiyor. Ama ne yazık ki Türkiye'de bugün verilen bir kararla asgari ücret oranı, açık ve net, açlık sınırının altında kalmıştır. Yeniden değerlendirme oranı yüzde 43,93'ken asgari ücretin artırımı ise yüzde 30'larda kalmıştır. TÜİK verilerine göre yüzde 48'e yaklaşan bir enflasyon oranı varken yine yüzde 30'larda bir asgari ücret oranı ortaya konmuştur. Asgari ücret oranı 22.104 TL, açıkça TÜRK-İŞ, HAK-İŞ ve DİSK'in açıklamış olduğu açlık sınırının altında bir orandır. Türkiye'de çalışanların yüzde 45'inin ortalama ücreti asgari ücrettir. Demek ki çalışanların yüzde 45'i açlık sınırının altında çalışma durumunda kalmıştır. Bu nedenle, bugün verilen bu açıklamayı kabul etmiyoruz. Bu çerçevede ‘30 yoksa biz de yokuz.” “Türkiye’de Anayasasızlaştırma uygulaması var” “Türkiye'de bir anayasasızlaştırma, Anayasa’ya saygıyı ortadan kaldırıcı, kuralsız bir uygulamanın olduğu bir Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi var. 2017'deki referandumdan sonra, 2018'de Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi geldiği zaman ‘Anayasa 88 açık ve net; artık Millet Meclisine gelecek teklifler milletvekilleri tarafından getirilecek. Anayasa 104'te cumhurbaşkanı kararnameleri temel hak ve özgürlüklere girmeyen, özlük haklarına girmeyen hususlarda yapılacak. Kanun yapma yetkisi tamamen Türkiye Büyük Millet Meclisine ait olacak. Yasama, yargı ve yürütme arasında güçler ayrılığı sağlanacak.’ Bunlar söylenmişti ama 2018'den beri gelinen noktada bunun olmadığını açıkça gördük. Nerede gördük? İşte, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen bugünkü önümüze gelen Türkiye Adalet Akademisi Kanunu Teklifi'nde gördük.  “Bu hususların Cumhurbaşkanı kararnamesiile düzenlenmemesi gerektiği açık ve net belliydi” Bu teklifte ne gördük? Cumhurbaşkanının Anayasa’nın 104'üncü maddesinin 17'nci fıkrası uyarınca yalnızca yürütmeye ilişkin konularda cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkaracağı maddesi açıktı. Hakim-savcı adaylarının eğitimine ilişkin hususlar da yürütme yetkisine ilişkin bir husus olmayıp yargının niteliğine ilişkin olduğundan dolayı Anayasa’nın 140'ıncı maddesine uyarınca Cumhurbaşkanının cumhurbaşkanı kararnamesi çıkarma yetkisi olmadığı hâlde çıkarılan kararnameyi Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak Anayasa Mahkemesine götürdük. 28 Şubat 2024'te Resmî Gazete'de Anayasa Mahkemesi kararı yayımlandı. Bu 34 sayılı CBK'nin açıkça Anayasa'ya aykırı olduğu, bu tür hususların CBK'yle yayınlanmaması, düzenlenmemesi gerektiği, kanunla düzenlenmesi gerektiği Anayasa'da açık ve net belliydi ama CBK'yle düzenlendi.” “Yasamanın yasa yapma hakkı elinden alındı” Açıkça Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi yani yürütme organı Türkiye Büyük Millet Meclisi denilen Gazi Meclisimizin yasama yetkisini, Anayasa’nın 7’inci maddesini, 11'inci maddesini ihlal edip yasama organını tasfiye etti. Öyle bir hâle geldik ki yargı bağımsızlığı, yargı tarafsızlığı ve bununla birlikte yasamanın yasa yapma hakkı elinden alındı. “Açılan davalar hep muhaliflerin konuşmasını engellemeye yönelik” Anayasa rafa kaldırılmış, Anayasa Mahkemesi 153'e göre kararları tanınmaz hâlde ve yeni anayasadan bahsediliyor. Anayasa’nın uygulanmadığı, rafa kaldırıldığı, Anayasa’nın ihlal edildiği, Anayasa’nın yasama yetkisinin bir kenara itilip de tüm yetkinin cumhurbaşkanı kararnameleriyle yapıldığı bir devlet yapısı, hukuk devleti olabilir mi? Olamaz. Yargının neresinden tutacağız?  Toplumsal davalar konusunda ben Cumhuriyet Halk Partisi’nin koordinatörüyüm. Haftalık, davalara bakıyoruz. Davalar hep muhaliflere yönelik, muhaliflerin konuşmasının engellenmesine yönelik. “Korku iklimi yaratıyorsunuz” Dezenformasyon yasası buraya geldiği zaman Adalet Komisyonuna ‘Siz bu yasayı nerede kullanacaksınız? Muhaliflerin ifade özgürlüğüne, basın özgürlüğüne yönelik kullanacaksınız.’ dedik, dediklerimiz çıktı. Konuşan, iktidarı eleştiren, sarayı eleştiren cezaevinde. Dezenformasyon yasası yetmedi, arkasından seferberlikle ilgili yönetmelik değişikliğine gittiniz, arkasından da etki ajanlığıyla ilgili düzenleme getirdiniz ama onu çektiniz, her an bekletiyorsunuz, o da geldikten sonra yani gerçeğe aykırı bilgi vermeden, dezenformasyondan gireceksiniz, basına sansürden gireceksiniz; bir de başka devletlerin casusluğu nedeniyle ayrı bir ceza verdireceksiniz. Korku iklimi yaratıyorsunuz arkadaşlar.  “İşçi çocukları üniversite okuyabilecek mi” Ben işçi çocuğuyum, SÜMERBANK'ta çalışan bir işçi çocuğu olarak ben İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinde okudum, okudum, avukat oldum, kendi ekmeğimize sahip çıktık. Hangi işçinin çocukları, hangi emekçinin çocukları, hangi asgari ücret alanların çocukları gidip de üniversitelerde okuyabilecekler? Evini geçindiremeyen insanlar nasıl çocuklarının eğitimine para ayıracaklar? İşte, yirmi iki yılda geldiğimiz nokta: Hukuk yok, adalet yok, eğitim yok, sağlık yok. Ne var? Kaos var, kaos var arkadaşlar. Cumhurbaşkanı ‘Anayasa, yeni anayasa’ diyor. Neyin yeni anayasası? Anayasa'yı tanımayanlar özgürlükçü ve kapsayıcı anayasa yapacaklarmış. Hangi kapsayacağı anayasa? O nedenle, Türkiye'nin artık normalleşmesi için AKP'nin mutlaka ve mutlaka önümüze sandığı getirmesi gerekiyor. Sandık gelecek, sandık gelmek zorunda çünkü sokağa çıkamayacaksınız, sokağa çıkıp da vatandaşa dert anlatamayacaksınız.” HÜRAYDIN HABER
TÜİK verilerine göre yüzde 48'e yaklaşan bir enflasyon oranı varken yine yüzde 30'larda bir asgari ücret oranı ortaya konmuştur. Asgari ücret oranı 22.104 TL, açıkça TÜRK-İŞ, HAK-İŞ ve DİSK'in açıklamış olduğu açlık sınırının altında bir orandır.

CHP’Lİ BÜLBÜL’DEN ASGARİ ÜCRET TEPKİSİ:

“İŞÇİ ÇOCUKLARI NASIL ÜNİVERSİTE OKUYABİLECEKLER”

CHP Aydın Milletvekili ve TBMM Adalet Komisyonu CHP Grup Sözcüsü Süleyman Bülbül, TBMM Adalet Komisyonu’nda görüşülen Türkiye Adalet Akademisi Kanunu Teklifi’nde konuştu. CHP’li Bülbül, “Adalet sadece adliyelerde verilen kararlarla sağlamıyor. Vergide adalet, gelir dağılımında adalet, eğitimde adalet, sağlıkta adaletin sağlanmasıve bu adaletin yaygınlaştırılması gerekiyor” dedi. CHP’li Bülbül, “Hangi işçinin çocukları, hangi emekçinin çocukları, hangi asgari ücret alanların çocukları gidip de üniversitelerde okuyabilecekler? Evini geçindiremeyen insanlar nasıl çocuklarının eğitimine para ayıracaklar?” diye sordu. 

“Asgari ücret açlık sınırının altındadır”

CHP’li Bülbül, 22 bin 104 TL olarak belirlenen asgari ücrete tepki göstererek şunları söyledi:

“Türkiye'de adalet, sadece adliyelerde verilen kararlarla sağlamıyor. Adalet, vergide adalet, gelir dağılımında adalet, eğitimde adalet, sağlıkta adalet ve bu adaletin yaygınlaştırılması gerekiyor. Ama ne yazık ki Türkiye'de bugün verilen bir kararla asgari ücret oranı, açık ve net, açlık sınırının altında kalmıştır. Yeniden değerlendirme oranı yüzde 43,93'ken asgari ücretin artırımı ise yüzde 30'larda kalmıştır. TÜİK verilerine göre yüzde 48'e yaklaşan bir enflasyon oranı varken yine yüzde 30'larda bir asgari ücret oranı ortaya konmuştur. Asgari ücret oranı 22.104 TL, açıkça TÜRK-İŞ, HAK-İŞ ve DİSK'in açıklamış olduğu açlık sınırının altında bir orandır. Türkiye'de çalışanların yüzde 45'inin ortalama ücreti asgari ücrettir. Demek ki çalışanların yüzde 45'i açlık sınırının altında çalışma durumunda kalmıştır. Bu nedenle, bugün verilen bu açıklamayı kabul etmiyoruz. Bu çerçevede ‘30 yoksa biz de yokuz.”

“Türkiye’de Anayasasızlaştırma uygulaması var”

“Türkiye'de bir anayasasızlaştırma, Anayasa’ya saygıyı ortadan kaldırıcı, kuralsız bir uygulamanın olduğu bir Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi var. 2017'deki referandumdan sonra, 2018'de Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi geldiği zaman ‘Anayasa 88 açık ve net; artık Millet Meclisine gelecek teklifler milletvekilleri tarafından getirilecek. Anayasa 104'te cumhurbaşkanı kararnameleri temel hak ve özgürlüklere girmeyen, özlük haklarına girmeyen hususlarda yapılacak. Kanun yapma yetkisi tamamen Türkiye Büyük Millet Meclisine ait olacak. Yasama, yargı ve yürütme arasında güçler ayrılığı sağlanacak.’ Bunlar söylenmişti ama 2018'den beri gelinen noktada bunun olmadığını açıkça gördük. Nerede gördük? İşte, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen bugünkü önümüze gelen Türkiye Adalet Akademisi Kanunu Teklifi'nde gördük. 

“Bu hususların Cumhurbaşkanı kararnamesiile düzenlenmemesi gerektiği açık ve net belliydi”

Bu teklifte ne gördük? Cumhurbaşkanının Anayasa’nın 104'üncü maddesinin 17'nci fıkrası uyarınca yalnızca yürütmeye ilişkin konularda cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkaracağı maddesi açıktı. Hakim-savcı adaylarının eğitimine ilişkin hususlar da yürütme yetkisine ilişkin bir husus olmayıp yargının niteliğine ilişkin olduğundan dolayı Anayasa’nın 140'ıncı maddesine uyarınca Cumhurbaşkanının cumhurbaşkanı kararnamesi çıkarma yetkisi olmadığı hâlde çıkarılan kararnameyi Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak Anayasa Mahkemesine götürdük. 28 Şubat 2024'te Resmî Gazete'de Anayasa Mahkemesi kararı yayımlandı. Bu 34 sayılı CBK'nin açıkça Anayasa'ya aykırı olduğu, bu tür hususların CBK'yle yayınlanmaması, düzenlenmemesi gerektiği, kanunla düzenlenmesi gerektiği Anayasa'da açık ve net belliydi ama CBK'yle düzenlendi.”

“Yasamanın yasa yapma hakkı elinden alındı”

Açıkça Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi yani yürütme organı Türkiye Büyük Millet Meclisi denilen Gazi Meclisimizin yasama yetkisini, Anayasa’nın 7’inci maddesini, 11'inci maddesini ihlal edip yasama organını tasfiye etti. Öyle bir hâle geldik ki yargı bağımsızlığı, yargı tarafsızlığı ve bununla birlikte yasamanın yasa yapma hakkı elinden alındı.

“Açılan davalar hep muhaliflerin konuşmasını engellemeye yönelik”

Anayasa rafa kaldırılmış, Anayasa Mahkemesi 153'e göre kararları tanınmaz hâlde ve yeni anayasadan bahsediliyor. Anayasa’nın uygulanmadığı, rafa kaldırıldığı, Anayasa’nın ihlal edildiği, Anayasa’nın yasama yetkisinin bir kenara itilip de tüm yetkinin cumhurbaşkanı kararnameleriyle yapıldığı bir devlet yapısı, hukuk devleti olabilir mi? Olamaz. Yargının neresinden tutacağız?  Toplumsal davalar konusunda ben Cumhuriyet Halk Partisi’nin koordinatörüyüm. Haftalık, davalara bakıyoruz. Davalar hep muhaliflere yönelik, muhaliflerin konuşmasının engellenmesine yönelik.

“Korku iklimi yaratıyorsunuz”

Dezenformasyon yasası buraya geldiği zaman Adalet Komisyonuna ‘Siz bu yasayı nerede kullanacaksınız? Muhaliflerin ifade özgürlüğüne, basın özgürlüğüne yönelik kullanacaksınız.’ dedik, dediklerimiz çıktı. Konuşan, iktidarı eleştiren, sarayı eleştiren cezaevinde. Dezenformasyon yasası yetmedi, arkasından seferberlikle ilgili yönetmelik değişikliğine gittiniz, arkasından da etki ajanlığıyla ilgili düzenleme getirdiniz ama onu çektiniz, her an bekletiyorsunuz, o da geldikten sonra yani gerçeğe aykırı bilgi vermeden, dezenformasyondan gireceksiniz, basına sansürden gireceksiniz; bir de başka devletlerin casusluğu nedeniyle ayrı bir ceza verdireceksiniz. Korku iklimi yaratıyorsunuz arkadaşlar. 

“İşçi çocukları üniversite okuyabilecek mi”

Ben işçi çocuğuyum, SÜMERBANK'ta çalışan bir işçi çocuğu olarak ben İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinde okudum, okudum, avukat oldum, kendi ekmeğimize sahip çıktık. Hangi işçinin çocukları, hangi emekçinin çocukları, hangi asgari ücret alanların çocukları gidip de üniversitelerde okuyabilecekler? Evini geçindiremeyen insanlar nasıl çocuklarının eğitimine para ayıracaklar? İşte, yirmi iki yılda geldiğimiz nokta: Hukuk yok, adalet yok, eğitim yok, sağlık yok. Ne var? Kaos var, kaos var arkadaşlar. Cumhurbaşkanı ‘Anayasa, yeni anayasa’ diyor. Neyin yeni anayasası? Anayasa'yı tanımayanlar özgürlükçü ve kapsayıcı anayasa yapacaklarmış. Hangi kapsayacağı anayasa? O nedenle, Türkiye'nin artık normalleşmesi için AKP'nin mutlaka ve mutlaka önümüze sandığı getirmesi gerekiyor. Sandık gelecek, sandık gelmek zorunda çünkü sokağa çıkamayacaksınız, sokağa çıkıp da vatandaşa dert anlatamayacaksınız.”

HÜRAYDIN HABER

Aydın HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve huraydingazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.