CHP’Lİ BÜLBÜL HALK SAĞLIĞINI TEHDİT EDEN ‘SU KİRLİLİĞİ’Nİ MECLİS’E TAŞIDI
CHP’Lİ BÜLBÜL HALK SAĞLIĞINI TEHDİT EDEN ‘SU KİRLİLİĞİ’Nİ MECLİS’E TAŞIDI
CHP Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül, denetlenmeyen santraller ve jeotermal kuyular nedeniyle yeraltı ve yer üstü sularının kirlenmesinin önlenmesi için Araştırma Komisyonu kurulmasını talep etti.
CHP’li Bülbül önergesinde DSİ’nin raporuna değindi. Rapora göre Aydın’da Germencik, Çine, Kuşadası, Bozdoğan, Efeler, Köşk, Söke, Yeni Pazar ve Koçarlı’da yerleşim yerlerine yakın bazı artezyen kuyularından alınan su örneklerinde evsel, endüstriyel ve tarım ilaçlarına bağlı Nitrat-Nitrik-Organik madde kirliliği tespit edildi. Yeraltı sularının normalin çok üstünde çinko, kurşun, demir, nikel, alüminyum, arsenik, bor, lityum, baryum gibi ağır metaller bulundu. Yine Alangüllü mahallesinde bulunan incir ve zeytin ağaçlarında olması gerekenden çok fazla ağır metal biriktiği saptandı.
Adnan Menderes Üniversitesi tarafından yapılan çalışmaya da önergesinde yer veren Bülbül, yerleşim yerlerine yakın bazı artezyen kuyularından alınan su örneklerinde evsel, endüstriyel ve tarım ilaçlarına bağlı nitrat, nitrik ve organik madde kirliliği tespit edildiğini vurguladı.
Halk sağlığı için doğrudan tehdit olan bu durumların önlenmesi gerektiğini belirten Bülbül, JES kuyularının artezyen kuyuları ile yerleşim yerlerine, buralarda yaşayan insanların içme sularını sağlayan depolara çok yakın noktalarda bulunmaktadır. Bu tablo Aydın’da yaşayan halkın, sağlığının ve gıda güvenliğinin çok büyük tehlike ile karşı karşıya kaldığını göstermektedir. Aydın ili toprak, su ve iklim özellikleri bakımından yüksek tarım potansiyeline sahiptir. Su, tarımsal üretim faaliyetlerini etkileyen en önemli faktördür. Ağır metaller ile kirlenen yerüstü ve yeraltı suları, bu sularla sulanan topraklarda yetişen tarımsal ürünleri tüketen insanlar dahil tüm canlılarda ciddi sağlık problemleri yaratacaktır" dedi.
SORUN DENETİMSİZ JES'LER
Ortaya çıkan kirliliğin en büyük sebebinin çok sayıda olan ve denetlenmeyen JES'lerin olduğunun altını çizen Bülbül, "Jeotermal rezervuarlardan yapılan sondajlı üretimlerde jeotermal akışkanın çevreye atılmaması ve rezervuarı beslemesi bakımından, işlevi tamamlandıktan sonra tekrar yer altına gönderilmesi işleminin, yer altı su havzalarına yakın mesafelerde yapılmasıdır" ifadelerini kullandı.